“Küresel ekonomik büyüme, toparlanma sinyalleri verse de geçmiş 20 yıl ortalamasının altında kaldı.”
“Akkök Holding olarak 4,2 milyar USD ciroya ve yaklaşık 802 milyon USD ihracata ulaştık.”
“2024’te dijital dönüşüm ve yapay zekânın yükselişi birçok alana damgasını vurdu.”
“Türkiye ekonomisi, bu global görünümde yüzde 3,2 GSYİH büyümesi kaydetti.”
“Uzun vadeli stratejilerimiz doğrultusunda, içinde bulunduğumuz sektörlerde sürdürülebilir değer yaratmaya devam ediyoruz.”
Sevgili Paydaşlarımız,
2024, seçimlerin dünya genelinde siyasi ve ekonomik dinamikleri etkilediği, küresel ekonomik dengelerin yeniden şekillendiği ve savaşların sürdüğü bir yıl oldu. Küresel ekonomik büyüme, toparlanma sinyalleri verse de geçmiş 20 yıl ortalamasının altında kaldı; 2025 ve 2026 yıllarında da büyümenin 2024’e benzer bir seviyede seyretmesi bekleniyor. IMF’ye göre, dünya ekonomisi GSYİH büyüme oranı yüzde 3,3 seviyesinde kalırken, bölgesel farklılıklar daha da belirginleşti. ABD ekonomisi, beklenenden daha güçlü bir performans sergileyerek yüzde 2,8 büyüdü. Euro Bölgesi’nde ise büyüme yüzde 0,9 ile sınırlı kaldı ve durgunluk endişeleri özellikle Almanya ve Fransa gibi ekonomilerde belirginleşti. Bu süreçte, ülkeler kendi iç dinamiklerine odaklanarak zorlu koşullara uyum sağlamaya çalışırken; finansal piyasalar ve reel sektör, makroekonomik dalgalanmalara karşı stratejilerini yeniden şekillendirdi. Özellikle Avrupa’daki yüksek enerji maliyetleri üretimi zorlaştırarak rekabet gücünü sınırlandırdı.
Küresel ticaret hacmi büyümesi 2023 yılında yüzde 2,6 olarak kaydedilmişti ve 2024 yılında hafif bir artışla yüzde 2,7 olarak gerçekleşti. Ticaret savaşları ve korumacı politikalar, Orta Doğu’daki jeopolitik gelişmeler ve Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere yönelik saldırıları; küresel ticareti ve tedarik zincirlerini aksatmaya devam etti ve ekonomik güven ortamında dalgalanmalar yarattı. Özellikle ABD’de Çin’den ithal edilen elektrikli araçlar ve bataryaları, güneş paneli hücreleri, çelik ve alüminyum ürünleri ile belirli kritik minerallere yönelik yeni tarife artışları ve vergi düzenlemeleri; küresel ticarette yeni bir sayfa açtı ve dinamikleri büyük ölçüde değiştirdi. 2024 sonunda göreve başlayan Trump yönetimi, Çin haricindeki ülkelere de benzer vergiler üzerinde çalışıyor. Bu politikalar, ABD’de yerli üretimi teşvik etmeyi amaçlarken, gelişmekte olan ülkeler için ihracat maliyetlerini artırarak ABD’ye satışlarda azalma yaşanmasını kaçınılmaz hale getiriyor.
Trump yönetimi ayrıca fosil yakıt üretimini artırmaya yönelik adımlar atarken, Paris İklim Anlaşması’ndan yeniden çekilme kararı aldı. Bu politika, kaçınılmaz olarak yenilenebilir enerji projelerinin yatırım ortamını zorlaştırıyor.
Dünya genelinde merkez bankaları, enflasyonu kontrol altına almak amacıyla pandemi sonrası uyguladıkları sıkı para politikalarından faiz indirimlerine geçmeye başladı. Örneğin Kanada Merkez Bankası da ABD gümrük vergisi tehdidinin ortaya çıkması nedeniyle yılın ikinci yarısında faiz indirimi kararı aldı. FED ise 2024’ün ilk 9 ayında faiz oranlarını yüzde 5,25-5,50 aralığında sabit tutarak, sıkı para politikasını korudu. 4 yıl aradan sonra ilk kez 2024’ün Eylül ayında faiz indirimine giden FED, aralığı yüzde 4,75-5,00 seviyesine çekti. Merkez bankalarının faiz indirimlerinin, para politikasının gecikmeli etkileri nedeniyle, ekonomilere 2025’in ikinci yarısından başlayarak 2026 yılı boyunca yansıması beklenmektedir. Gerçekleşen faiz indirimleri, büyük ölçekli tüketici harcamaları ve şirketlerin yatırımları için olumlu etkiler yaratabilir.
Bu ekonomik görünüme karşın, 2024’te dijital dönüşüm ve yapay zekânın yükselişi birçok alana damgasını vurdu. Şirketler, özellikle üretim ve lojistik süreçlerinde verimlilik artışı sağlamak amacıyla dijital çözümlere yönelirken, yapay zekâ uygulamaları iş gücü dinamiklerini de dönüştürmeye başladı. Uluslararası danışmanlık ve denetim şirketi EY’nin “2024 Work Reimagined” araştırmasına göre, üretken yapay zekâ kullanım oranı bir önceki yıla kıyasla yüzde 22’den yüzde 75’e yükseldi; teknoloji sektöründe bu oran yüzde 90’a ulaştı. Çevresel, sosyal ve yönetişim başlıkları, 2024’te şirketlerin gündeminde yer almaya devam etti; ancak küresel yatırım eğilimlerinde bir miktar yavaşlama gözlemlendi. Morningstar’a göre, 2024’ün ilk dokuz ayında küresel iklim fonlarından 24 milyar dolar net çıkış yaşandı, bu da ESG yatırımlarının önceki yıllara kıyasla daha temkinli bir seyir izlediğini ortaya koydu. Şirketler yine de uzun vadeli uyum stratejilerinin parçası olarak tedarik zincirlerini daha düşük karbon ayak izine sahip ve yerelleştirilmiş modellerle yeniden yapılandırmaya yöneldi. Tüm bu gelişmeler, ekonomik ve jeopolitik belirsizliklerin gölgesinde şekillenen küresel düzende yapısal dönüşüme işaret ederken; ülkelerin ve şirketlerin esneklik, kaynak çeşitliliği, dijital yetkinlik ve sürdürülebilirlik odağında stratejiler geliştirme gerekliliğini daha da görünür kılmakta.
Türkiye ekonomisi, bu global görünümde yüzde 3,2 GSYİH büyümesi kaydetti. İhracat bir önceki yıla göre yüzde 2,4 artarak 262 milyar dolara ulaşırken, ithalat yüzde 4,9 azalarak 344 milyar dolar olarak gerçekleşti ve bu sonuçlar dış ticaret açığının daralmasına katkı sağladı. Bunun yanı sıra özellikle Avrupa’daki yavaşlama ve düşük talep, ihracatımızı olumsuz etkilemekte; Çin, Birleşik Arap Emirlikleri ve Birleşik Krallık gibi farklı bölgelerdeki pazarlar daha pozitif bir görünümdedir.
TCMB, enflasyonla mücadele kapsamında uyguladığı para politikasıyla 2024 yılında politika faizini yüzde 50 seviyesine çıkararak sıkı bir duruş sergiledi. 2024 yılı boyunca yüksek faizle ilerleyen para politikası, TL varlıklarına olan ilgiyi artırırken, iç talep üzerinde baskı oluşturdu. TCMB’nin ilk faiz indirimi yılın son çeyreğinde gerçekleşti. Diğer yandan, bu sıkı para politikasına zayıflayan iç ve dış talep, yüksek finansman maliyetleri ve yüksek reel kurun eklenmesi; imalat sanayini yıl genelinde baskı altında tuttu. Ancak yılın son çeyreğinde sanayi faaliyetlerinde toparlanma işaretleri görülmeye başlandı. İSO Türkiye İmalat PMI’ı, Aralık ayında 49,1 ile son 8 aydaki en yüksek değerine ulaştı ve daralmanın hafiflediğine işaret etti. Küresel faiz indirimlerinin, gelişmekte olan ülkeler için yatırım çekme açısından önemli bir fırsat yaratması beklenirken, Türkiye’nin gri listeden çıkarılması ve uygulanan disiplinli ekonomi politikalarının sağladığı güven ortamı, yabancı portföy yatırımlarının artmasını sağladı. 2024 yılı sonunda portföy yatırımları, yüzde 3 artarak 130 milyar dolar seviyesine yükseldi. Moody’s’in 11 yıl aradan sonra ilk kez not artışına giderek Türkiye’nin kredi notunu B3’ten B1’e yükseltmesi, kısa vadeli araçlara ve daha likit araçlara yatırımcı ilgisini artırırken, ülke risk priminin (CDS) Şubat 2020’den bu yana en düşük seviyeye gerileyerek 276 baz puana düşmesi tahvil piyasalarına girişleri hızlandırdı.
Kısa vadeli finansal araçlara yatırımlar hız kazanırken, uzun vadeli üretim ve istihdam odaklı doğrudan yabancı yatırımlardaki artış ise sınırlı kaldı. 2022’de 13,7 milyar dolar seviyesinde olan doğrudan yatırımlar, 2023’te 10,7 milyar dolara gerilerken, 2024’te ancak 11,3 milyar dolara ulaşabildi. Bu veri sıcak para yerine kalıcı yatırımların artması için yapısal dönüşüm unsurlarının sağlanmasının önemini ortaya koyuyor.
OECD ve IMF’nin 2025 projeksiyonlarına göre, küresel büyüme oranlarının sabit kalması beklenirken, Türkiye’nin GSYİH artışının 2025’te yüzde 2,7’ye gerilemesi öngörülüyor. Önümüzdeki süreçte jeopolitik riskler, küresel ticaretteki belirsizlikler ve iç ve dış talebin zayıflaması, ekonomik görünümü şekillendiren en önemli faktörler olmaya devam edecek. Ayrıca, FED ve ECB’nin faiz indirim süreçleri, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akışlarının yönü ve maliyetleri açısından belirleyici olacak.
Akkök Holding olarak, kimya ve ileri malzemeler sektörlerindeki lider konumumuzu güçlendirmek amacıyla yatırımlarımıza ve büyüme hedeflerimize kararlılıkla odaklandık. 2024 yılı boyunca gerçekleştirdiğimiz projeler, sürdürülebilir büyüme ve küresel pazarlardaki rekabet gücümüzü artırmaya yönelik önemli adımları beraberinde getirdi. Aksa Akrilik’in aynı ağırlıktaki çelikten 15 kat, aynı ağırlıktaki para aramidden yüzde 40 daha kuvvetli ve darbe dayanımı en yüksek termoplastik ürünü ultra yüksek molekül ağırlıklı polietilen (UHMWPE) elyafı Mithra için aldığı yatırım kararı, Epsilon Kompozit’in yüzde yüz Akkök Holding şirketi haline gelmesi ve Akkim’in Türkiye’nin ilk epoksi reçine üretim tesisinde inşaat ve geliştirme çalışmalarının sona gelmesi bu doğrultuda attığımız stratejik adımlardan bazılarıdır. Diğer yandan, DowAksa’nın küresel pazardaki konumunu daha ileriye taşımak amacıyla hem organik hem de inorganik büyüme fırsatlarını dikkatle araştırıyoruz. Geçtiğimiz sene, ileri malzemeler ve derin teknoloji girişimlerine yatırım yapma hedefimiz doğrultusunda, 212 NexT fonunun çapa yatırımcısı olmuştuk. 2024 yılı içinde fon kapsamında iki yatırım tamamlandı. 2025 yılında da yurt dışı pazarlardaki sinerjik teknoloji iş birlikleri, sürdürülebilir yatırım fırsatlarının takibi ve yenilikçi start-up ekosistemine yönelik yatırımları sürdürmeyi planlıyoruz.
Enerji ve gayrimenkul sektörlerinde de uzun vadeli büyüme stratejimiz doğrultusunda ilerlemeye devam ettik. Akenerji, Avrupa Birliği ve çevre ülkelerde lisanslamalar yaparak enerji ticareti faaliyetlerini genişletirken, gayrimenkul sektöründe yerel ve uluslararası yatırım fırsatlarını titizlikle değerlendirmeyi sürdürdük. Torunlar Grubu’nun ortaklığıyla yeniden yapılandırılan Akcez, 2024 yılında yeni yatırım dönemine geçiş yaptı. İstanbul’daki yeni projemiz olan Sahrayıcedit, modern şehircilik anlayışıyla sürdürülebilir ve yenilikçi bir yatırım olarak dikkat çekmekte. Gelir paylaşımı modeliyle geliştirilen proje, lokasyon avantajı ve ölçeği ile uzun vadeli değer yaratma hedeflerimiz doğrultusunda önemli bir adımdır.
2024 yılı, Türkiye için ekonomik istikrarın güçlendiği ve finansal dengelenme sürecinin devam ettiği bir yıl oldu. Akkök Holding olarak 4,2 milyar USD ciroya ve yaklaşık 802 milyon USD ihracata ulaştık. Önümüzdeki dönemde ihracatımızı 832 milyon dolar seviyesine çıkararak uluslararası pazardaki gücümüzü artırmayı amaçlıyoruz. İhracatta yüzde 4, istihdamda ise yüzde 6 oranında büyüme hedefliyoruz. Yeni yatırım fırsatlarını değerlendirirken, ihracata ve sürdürülebilirliğe katkısını öncelikli kriter olarak ele alacağız.
Uzun vadeli stratejilerimiz doğrultusunda, içinde bulunduğumuz sektörlerde sürdürülebilir değer yaratmaya devam ediyoruz. Paydaşlarımızın katkıları ve desteğiyle, güçlü yatırım stratejimiz ve yenilikçi bakış açımızla büyümemizi sürdürüyor, rekabet ortamında daha güçlü bir konuma ulaşma hedefimiz doğrultusunda emin adımlarla ilerliyoruz.
Küresel anlamda zor geçen bu dönemde desteğini ve azmini eksik etmeyen tüm iş ortaklarımıza ve çalışanlarımıza teşekkür ederim.
0212 393 0101
akkok@akkok.com.tr
Miralay Şefik Bey Sokak No:15 Akhan Gümüşsuyu, 34437 İstanbul
|
Akkök Holding web sitesinde kullanıcı deneyimini iyileştirmek için çerezler kullanmaktayız. Detaylı bilgi için Çerez Politikası‘nı inceleyebilirsiniz.